Yargısı yargıcına benzer insanın
Ölümü, yaşamına
İki mil ötede buldum deryayı
Saat iki gibi öleceğim orada
Tüm ölçülere, tariflere göreydi hırsım
Hangi uzay boşluğuna sığınmışsa artık
Varoluş sancılarım
Kahırlarım
Haykırışlarım
Bağırışlarım
Kaç ışık yılı uzakta bekleyeceksin beni
Ne zaman varacağım sana
Hangi karar kılınacak
Bu suskunluğumun kuzeyinde
Evet! Yönleri var suskunluğumun
Güneye daha bir sessiz
Doğuya daha bir fısıltılı
Sürekli uyarıyordu onları şöyle
“Tedbiri elden bırakmak lazım bugün.”
Bütün kavramları öğrendin artık
Sana merhameti hissettirecek tüm renkleri
Onun adını da söyledin
Onun adına koştun
Şimdi onu tanıdın
Gerekmedi bunca çaba bunca hırs
Gönüldü hâlbuki
Öteki âlemlerden sana iki sır getiren
Birini anladın, birini işittin
“Tedbiri elden bırakmak lazım bugün.”
Mukaddes bir sözdür topraktaki
Kırmızıya, çürümüşe benzeyen
Geldim, üfledim kulağına usulca
“Tedbiri elden bırakmak lazım bugün.”
İşe yaramadı nasihatim hâlâ
Bu küflenmiş meydan savaşında
Şimdi her zamanki gibi,
Yarımız ölü, yarımız diri.
Alnım da ak değil artık eskisi gibi
Yarısı siyah yarısı gri.