Beyaz bir örtü.
Örtünün köşesinde dumanlı bir leke.
Sonra seslendi oradan bir el.
Dışarda kalırsan donarsın,
İçerde olursan üşürsün diye.
Bir el ve kelimeler,
birbiri ardına sıralanmış,
cümleler peşinden koşarken,
anlamı gerisinde kalıyor cümlenin.
Ağırlaşıyor, üşüyor düşüncelerim.
Harfler, ısınmak için bir şeyler ifade edebilmek için bir araya geliyor.
Boşluksuzsoluksuz…
Başı sonu belirsiz bir cümle olup uzuyor.
Dağılıyor sayfanın dört bir tarafına….
Hem az önce üşüyen elimi hissetmiyorum.
Soba bile yumdu gözlerini.
İçindeki yangını susturup.
Sadece bembeyaz bir örtü var artık.
Kimsede bir şey demiyor zaten.
Uyumalı öyleyse.
Herkes gibi.
Herşey gibi.
Beyaza bürünmeli.
Beyaz olmalı ki;
Umut derin uykuda…