Bugün biraz hüzünlü sanki
Dünya yükü göğsümde
Geride kalanlar acılı
Bir o kadar sancılı
Yıldızlara bakmak endişesi sarar her daraldığında göğsüm
Çünkü onlar ümit veriyor insana
Sevmek neymiş onu hatırlarım
Bugünden beter kirli yarınlarım
Uzak olduğunu sanırız onların
Bir o kadar yakındır çehremize
Elleri uzanır göğün derinliklerinden
Yavaş yavaş ayrılır bedenimiz dünya karargâhından
Ulvi sesler dokunur kulaklarımıza
Pişmanlık uğultusu çöker yanaklarımıza
Sis bulutu dağılır ufkumuzda
Ve aralanır hakikat perdeleri
Birer birer ayrılırken periler diyarından
Hüzün notlar yazıyordur deftere
Ayrılık çanları çalıyordur belki de
Kuşlar ötüyor bugün
Cıvıl cıvıl görünüyor bahar
Tüm güzelliyle vuruyor yüzüme
Bir tokat da ondan yiyorum
Ve yere düşüyorum
Elleri kanlı gardiyanlar sarıyor bedenimi
Gitmek istemiyorum
Unutulmak istemiyorum
Bir mezar taşında adım yazıyor
Belki bu da bir teselli oluyor zavallı yüreğime
Ümitlerim canlanıyor kâhinlerin vücudunda
Unutuyorum geçmişimi
Sil baştan yeniden yazılıyor duruşma metni
Hâkimin karşısına çıkıyorum
Suçluyum
Gardiyanlar
Götürün beni
Layık değilim yaşamaya
Nedendir bilinmez
Kapılar birer birer kapanıyor
Rüzgâr esintileri vuruyor aciz bedenime
Bir tokat da ondan yiyorum
Bu sefer kaldıran yok
Yerdeyim
Ağlıyorum
Bir melek sıvazlıyor başımı
unutulmuşlar yeniden direniyor
suçluyum
gardiyanlar
götürün beni
layık değilim yaşamaya
kollarıma giriyor gardiyanlar
iki taraftan yakalıyorlar heyecanımı
başımı eğiyorlar
ellerimde kelepçe
nereye gidiyorum söyleyin
eğer infaz edileceksem bugün
notlarıma şunu da ekleyin
babacığım
sanırım bu son konuşmam seninle
kim bilir
belki de ahirette tanışmak ümidiyle
hoşça kal