Yirmi yıl önce ilk kez fotoğrafın dünyasını kendisinden dinlediğim, Anadolu Üniversitesi’nde; Fotoğraf, Medya Estetiği ve Uzaktan Eğitim konularında yıllarca uygulamalı ve akademik çalışmalar sürdürmüş birçok insan yetiştirmiş, Levend KILIÇ hocamız yine içeriği büyük bir birikime ve araştırmaya dayanan, fotoğrafın dünyasını okuyuculara aktaran; fotoğraf, sanat, felsefe alanlarında birçok düşünceyi ve tespiti karşılaştırmalı olarak inceleyen rehber bir kitap daha kazandırdı bizlere.
Bu güzel eseri ve yıllardır sanat, tasarım, fotoğraf ve kültür eleştirisi alanlarında yapılmış diğer eserleri de okuyucularla buluşturmuş Espas Sanat Kuram Yayınları’na ve Hüseyin YILMAZ beyefendiye de emeklerinden dolayı büyük bir teşekkür borçluyuz.
Kitabın ele aldığı konuların genel bir başlığı her gün aydın kesimin sürekli dile getirdiği modernleşme. Ama bu modernleşme dönemi bu sefer fotoğraf teriminin baskın olduğu bir anlatımla kaleme alınmış. Fotoğrafın toplumsal yaşamda yaygınlaşması ile beklenilen modernleşme sürecinde, ahmaklık ve körleşmenin de ardı sıra eklenmesiyle, kitabın sayfaları optik bilinçdışılığı, toplumun geçmişe yabancılaşması gibi karmakarışık olguları tek tek açıklıyor. Fotoğraf ve sanat kuramlarının içinde kaybolmayı değil optik yoluyla topluma ve meselelere de yönelmeyi anlatıyor.
Kitabın sayfalarında hiçbir görsel yer almazken, dünya belleğine kazınmış bazı fotoğraf kareleri detaylı tasvirler ile okuyuculara hatırlatılmakta ve görselin aslında kendi değil ona ait anlamsal ve topluma kattığı değerler ile yüklenen anlamlar da okuyucuya iletilmekte.
Fotoğrafı bir yenilikten öte bir çağ olarak göstermekte ve daha önemlisi insanların bu çağa nasıl dahil olduklarını anlatmaktadır ki zaten kitabın adında da bu mesele yatmaktadır. Bütünüyle bu anlatımlar yapılırken; fotoğrafın, görsel sanatlardaki yeri, sanat ortamı ile ilişkisini ve tarihi nasıl değiştirdiği, tarihin de fotoğrafı nasıl değiştirdiği düşüncelerle ve olgularla anlatılmakta. Fotoğrafta bu süreçlerin içerisinde tartışmalı olarak kabul görmüş doğruluk, gerçeklik ve özgünlük gibi terimlerin tespitleri yapılmış. Öyle ki bu anlatımlar ve tespitler yapılırken Charles Baudelaire, Walter Benjamin, Ünsal Oskay, Siegfried Kracauer, Marshall McLuhan, Sigmud Freud, Steven Connar gibi çok önemli isimlerden de bahsedilmiştir. Kitabın referans gösterdiği otuzu aşkın kaynak ise okuyucular için derlenmiş bir kütüphane değerindedir.
Kitabın sayfalarında ilerledikçe “fotoğraf” sözcüğü diğer bir taraftan “ân” kavramı ile de açıklanmaya çalışılmıştır. Gelecek-şimdi-geçmiş sürecinde ân’lar bütünü ve hareket paradoksu çok net bir şekilde anlatılmış ve fotoğrafçılara kitabın sayfalarında şimdinin ne olduğu ve şimdinin gücünü anlatabilmek için birçok tanımlar ve örnekler verilmiştir.
Fotoğrafın tüm dünyasını bulacağımız bu kitapta fikir, teknoloji ve yaşam bir aradadır. Fotoğraf ile aslında insan da anlatılmaktadır. Sadece fotoğraf ve sanat dünyasına değil, bu bağlamda insanlığın fotoğraf ile olan yolculuğunu da anlatan bir kitap olmuş. Biz fotoğrafçıların bu kitaptaki “Fotoğrafı Yaşamak” bölümünü benimsemeden ve bu tanımı derinlemesine anlamadan özgün, kalıcı, kayda değer bir eser ortaya koyabileceğimizi de düşünmüyorum.