Göğün hemen altına serilmiş
Sınırlardaki son ağaçlar gibiydi seninle yazgımız
Abbara
Neden terk eder bir Süryani
Telkâri gülümseyişini bu topraklarda
Beşiklerde yarım bırakılmış ninniler
Çanaklarda yorgun nefesler
Gibidir mevsimler
Ve bir Yezidi’nin güneşe açılan yüreği
Kanar kına yakımlı avuçlarımda
Abbara
Abbara
Canım yeni iklimler çekiyor
Yeni yürek çırpınışları
Sevişmeli ve yeniden yaratmalıyız dünyayı
Durgun uzak ve temizken her şey barışta
Canım yeni mevsimler çekiyor Abbara
Yeni sözcükler
Acının kıyısında
Abbara
Bahe’nin ölümüne bekleyişi mi düşecekti
Benim de payıma
Binlerce yıldır suskun kalmış Deyrul-Zafaran
Taşıyor derinliklerimden
Safran sıcaklığında
Abbara
Bir ırmak bir çöl gibi
Düşüyorsun yazgıma
Mardin usulca akıyor içimden
Bir telkâri ustasının sabrı
Çoğalıyor kendi sessizliğinden
Abbara
Başımı dayayıp çıplaklığına
Uyuyabilirim
Yaralı bir ceylan acısıyla
Duyabilirim çırpınışlarını dengbejlerin
Safrana bulanmış taş yontularda
Abbara
Durmaksızın yenilenen şu üstündeki koskoca dünya
Koşut bir hızla akıyor sıcaklığıma
Abbara abbara
Neden her savaşa bir ölü gerek
Bir mendil gökyüzü ve de
Annelerin kederini örtecek
Abbara
Duyuyorum
Uzakta yoksul bir köy evinin türküsünü
Işığa dönüşeceğini ve de
Nehirleri çalınmış çocukların sesini
Kasıklarımda
Doğacaklar yakında
Abbara
Ababara
Beni sensiz bırakma
Ilık ılık akıyor bir şeyler, baharda güzü hissettirdi ki güz en büyülü iklime sahip kanımca. Dokunuyor ama güzel dokunuyor harbiden.