Sen dedi,
Sen bir hayalden öte,
Bir gerçeğin kat kat perdesi,
Sonsuz bir ruhun, sonsuz nüktesi.
Onlarca âlemin mânâ nişânı,
Tek bir mânânın onlarca dimâğı.
Vur dedi mührünü, vur hilkatine,
Revnak ziyalar konsun mâbedine,
Huşu ile ver semayı kelâma,
Her kelâm ile karış yekpâre zamana.
Sahip çık yorgun yağmurların,
Gurbete düşen her feryâdına.
Bekle dedi, bekle,
Yalın ayak dipsiz bir gecede.
Düşlerimde kadim bir âhenk,
Semâ, mânâya açılan pencere.
Açtım kollarımı kucaklarcasına,
Yakaladım her ânı,
Zamanı yırtarcasına.
Kükremiş bir volkan gibi,
Bir çınar ağacı bir ben,
Geçtik geçmişin izinden,
Uzandı yapraklar ile engin,
Kayıklar ve gemiler dün gibi şermin.
Sen ki çınar ağacı, hasretim,
Masamda sisli bir hatıra,
Kapımda güvercin.
Ruhun kaç bedeni öğütmüş,
Tenin eski bir medeniyet.
Sen ki çınar ağacı,
Soğuk nefesli rüzgârda, kimsesiz,
Yıldızlara soyunan her gecede sessiz,
Servetinle çocuklar gibi saçıl,
Çocuklar gibi kedersiz.