Ay parçasından bir kâse koydum bugün denize…
Sevenin sükûtundan olsa gerek,
Ya da özleyenin duyulmayan çığlığından
Bir damla gök laciverti düştü içine…
Yurdunda gönlü göç eden martının,
Rüzgâra haybeye kokusunu veren reyhanın,
Bir damla umut dolu hüznü düştü içine…
İnadına hayatı seven Afrikalı çocuğun,
Ailesini bilmeyen Filistin’de küçük kızın
Bir damla uykusu düştü içine…
Parkta uyuya kalmış sarhoşun,
Yüreği serin lal meczubun,
Bir damla kahkahası düştü içine…
Buluta diklenen cüce bir söğüdün,
Geviş getiren baykuşların,
Bir damla öfkesi düştü içine…
İşler kısmen karmaşık hale geldi
Tepkiler anlamsızlaştı ve
Kelimeler kıyıya vurdu
Olmayacak ne varsa oldu,
Karıncaya âşık kelebeğin
Bir damla turuncusu düştü içine…
Bütün bunlar olup biterken,
Gece siyahı yağmurun,
Bir damla sesi de düştü içine…
Yıldızlar alacakaranlıkla muhabbet ediyor,
Gül kendine batan dikenine dertleniyor,
Ezan semada volta atıyor,
Güneş rüya içinde rüya görüyor,
Dünya olup bitene aldırmıyordu…
Bardağımı verin, çokça susadım.
Günaydın…