ben sana gittiğimden beri, yükseklik
evin çatısıyla ölçülmüyor, sen kalmak dururken
beni buraya getirdiler
ellerim getirdi beni buraya
beni buraya kale diye diktiler
surlarıma resmî geçitler saplandı
birden çok şehir sonrasıydı annem
binlerce yıldır kendime varabildiğimi gören olmadı
iki kişiyiz, tarih boyunca iki kişiydik biz burada
kendimi parçalara böldüm
birimiz çeyrek asırdık, inandıramadım kimseyi
bir bildiler bizden, böyle başladım
büyük cümleler yapmaya küçük harflerden
çok kalmadı diyemem
bir deniz mitolojisinde okudum
yokluğuna çiçek sunmak diye bir şey var
kendini kiraz ağaçlarına düğümlemeyen herkesler
ben yine pembe, mavi, yeşil panjurlar öreceğim
un ufak olmuş taşlarıma, belki
sirenlerin kokusu değer
çok güzel, teknolojinin değil de şiirlerin hayatı tanımladığı çağlara dönsek yüreğinize sağlık
çok teşekkür ederim, dileğinize sonuna kadar katılıyorum..keşke..