Gurur ve Onur sözcükleri çoğunlukla, birbirinden ayrı, hattâ birbirine karşıt anlamları olduğu halde aynı anlamda kullanılmaktadır. Şaşılacak şeydir ki, sözlükler-de bile ayrılıklı anlamları açıkça yazılırken, eş anlamda kullanılabileceğini gösteren karşılıkları da verilmektedir.

            Türk dil kurumunun Türkçe Sözlüğünde, gurur için verilen anlamlar şöyle sıralanıyor: 1. kendini be-ğenme, 2.büyüklenme, 3.kibir, 4.övünme, 5.kurumlan-ma, 6.çalım. bütün bu beğenilmeyen, insanı çirkinleş-tiren kavramların sonunda da, öncekilere ters düşen, yücelik, saygınlık, öz saygı haysiyet anlamlarını içeren onur, şeref sözcükleri, gurura karşılık olarak veriliyor. Bunu hiçbir zaman benimseyemedim. Nasıl oluyor da bu derece açık bir ayrımlılık gözlerden kaçıyor yada görülmüyor. Ters düşen anlamdaki iki sözcük, ayrı ayrı söylenişleri varken nasıl oluyor da aynı kefeye konula-biliyor bir türlü anlayamadım.

            Bu ayrılıkları, sıkça kullanılan deyimlerimizde de

açıkça görüyoruz. Örneğin: “Onursal başkan” deniliyor da, “gurursal başkan” denilmiyor. “Onuruna yemek dâ-veti” deniliyor da, “Gururuna yemek daveti” denilmiyor.

            Gurur ve onur sözcükleri yada kavramlarıyla ilgili anlam ayrılıklarıyla birlikte, tanımlarını da böylece belirt-tikten sonra; işlevlerine ve bu işlevlerin insan üzerindeki etki ve sonuçlarına kısaca bir göz atalım.

            İşlevler derken, Prof. Talat Sâit Hamlanın gururla ilgili şu dizesini anımsadık: “Gurur / hiç durmadan sızla-yan / azmanlaşan ur!”

            Gerçekten öyle bir ur ki, insana, insanlığını unut-turacak kadar şişen ve bu şişkinliğin, görüş ve düşünce düzeneğini yok edercesine duraksatan cinsten bir ur.

            Bir kanser uru ne kadar fiziksel varlık için zararlı ve ölümcül ise, gurur denilen bu kötü ur da insanı, dün-yâ yaşamında rezil edip, insanlığını simgeleyen ruhsal yapısındaki özü karartan bir urdur. İnsanın içsel , mâne-vî geleceğini büyük ölçüde etkiler.

            Büyük , tasavvuf ozanımız Yunus Emre de, mâ-nevî kayıplara neden oluşunu, kısa ve özlü bir şekilde dile getirmiş: “Kendini beğenenler âsî olur / Âsî olanlar Çalabın (Tanrının) nesi olur?

            Kendini beğenen, gururuna tutsak olan kişi, yaşamında birçok yanlış yapar. Bu yanlışlıklar da, yan-lış yaşamasına neden olarak, hem ölüm ötesi gele-ceğini, hem de dünyâsal yaşamını olumsuz yönde etkiler. Çünkü gururun en güzel görünümünde bile bir suç koksu bulunur.

            Gurur temeli üzerine kurulan bütün hayaller mutsuzluğa kaynak oluştururlar. Hele, silah olarak kulla-nılmak istendiğinde geri tepme olasılığı yadsınamaz.  

            Gurur bütün dengeleri, incelikleri, özgeciliği, kar-deşliği, sevgiyi, sevecenliği, iyiliği, yardımseverliği, insa-nı insan yapan tüm değerleri altüst edebilecek en büyük ve güçlü düşmanlarımızdan biridir.

            Gurur denilen bu ur; köklerini o derece derinlere salmıştır ki, birçok tutuklusuna göre, ondan kurtulmak, yüz yıllık bir ağacı kökünden sökmekten daha zordur. Bunu başarabilenler onur sahibi, saygıdeğer, haysiyetli insanlardır.

            “Her insanın bir şeytanı vardır” sözünden de anlaşılıyor ki, bu şeytanın askerlerinden biri olan gurur da her insanda az yada çok bulunmaktadır.  Kimi insan onu silah olarak kullanma yolunu seçer, ki çoğunlukla geri teperek kendi kendini vurmuş olur. Kimi insan ise, yaratılışla kendisine verilmiş olan iyiyi kötüyü ayıra bilme yeteneğini kullanarak tutku haline gelmeden onu eğitir,  ıslah eder, düzeltir, iyileştirir, onur derecesine yükseltir. Böylece, hem rûhunu, hem kişiliğini ve hem de yaşamını süsler.

            Bu süsleyiş, bu onura dönüşüm, nefsin arınarak rûha tâbî olmasına benzer. Daha geniş anlatımıyla, İslâm tasavvufuna göre: nefsin, insânî rûha yani rûhun daha üst düzeyine dönüşmesi, yada Mûsevî tasavvufu olan Kabalaya göre: Nefeş’in, Neşamah’a dönüşmesini, yada ruh bilimcilere göre: Ego’nun  arınarak yükselme-sini   çağrıştırıyor.

            Ünlü yazar Cervantes de; onur ve erdemin  insanı her bakımdan süsleyeceğini, şu sözlerle anla-tıyor: “Onur ve erdem, rûhun süsüdür, bunlar olmazsa, beden aslâ güzel gözükmez.”

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: