Benim babaannem, bir tutam saç, bir kaç damla gözyaşı, ve engin bir gökyüzüdür masmavi…

      Benim babaannem, yaşama başkaldırmış bir isyan çiçeği, bir alacalı şafak yeli ve bir tutam ilkbahar sevinciydi taaaa yüzyıllardan beri….

      Benim babaannem, bir ucu yanık mektup, biraz hasret, bir özlem yüklü seher yelidir tanıdığımdan beri….

        Kıbrıs Limanından, kucağında bebesiyle, ağır aksak bir eski gemiye atlayıp, yeni bir yaşama yol alan, bir özgürlük türküsüydü, Akdeniz’in maviliklerine karışan bir yaralı haykırış… Benim babaannem…

        Benim babaannem bir çocuğuyla yapayalnız, çaresiz kalmış bir yazgıydı, ucu yanık bezlere dokunan…

         Ve benim babaannem, AYNEABA, AYNE GADIN ; bir tutam saçını kesip bir mektup zarfında, hatıra bırakıp geride kalan bir yoksulluğa kimsesizliğe; sıcacık bir Anamur aydınlığına ayak basan, iskele Limanından Çorağa iz bırakacak güçlü bir gelecekti….

         Her güçlü kadın gibi, toprağa tutundu ilkin, ve döndürdü çarkını feleğin…. Kıbrıstaki yoksul kimsesiz yazgısını çevirdi önce çıkrığın dönen tekerleğinin ucunda, sonsuza…

      Ve sonra çıkrığın dönen yazgısı masmavi bir ip örgüsü olarak ağdı göğümüze…Kırmızıya kesti sonra renkler, mora, zümrüdü yeşil bir bahara… Pembe pembe, mor mor,turuncu turuncu göğ göğ çoğaldı renkler dokuma tezgahlarında…Dağların hakkını dağlara,dokumanın hakkını AYNE GADINA verdik sonra…

Al gözüm seyreyle dedik ovaya, bozkırlara su boylarına sonra… Dokudu…  Dokudu…  Dokudu Ayneba yaşamı yeniden bir göç yolunda…

O yüzden bin renk, bin palet ,alıp başını giden al topuklu beyaz kızların bastığı yeryüzüydü benim babaannem. Bir çıkrık sesiydi taaa evvel zamanlardan göğe ağan…alıp başımı dizlerine yasladığım bir yoksul niniydi çıkrığın türküsüne karışan benim  babaannem…

      Yurdumdu benim babannem, Türkiyemdi… Güzel bir seher vakti, ve inancını hiç kaybetmemiş bir yiğitlikti…

     Girneden Lefkoşa dan süzülüp gelen bir hüzün, ama neşesi genç diri, Bazen bir Hititli, bazen soylu bir Sümerli, Kiminde İskitli bir kadın süvari,bazen Göktürk kitabelerine kazınmış kırk belikli düşlerdi benim babannem….    

    Ve  Biraz Kibeleydi benim babannem, biraz Tavanna, biraz, Aşk, bereket ve bilgeliğin temsilcisi İştar; Uruk şehrinden sonra Anamur’u kardeş bellemiş…

   Tüm yeri yaratan ve düzene sokan Nihursag oldu bazen de; Gaia; kaosu sonlandıran, aydınlık bir tanrıça… Biraz Halide Onbaşı, biraz Yörük Fatma, biraz Frida…

     

    Biraz Likyalı bir esinti, kiminde Afrikalı bir yerli; Giritli bir öykü bazen;  biraz Artuklu, biraz Mezopotomya, biraz Ortasyadan taşıp gelen kadim bir  göç masalı…

      Başgelemediği Kıbrıstaki yoksul ve yoksun yazısına, bir gecede karar verip; bebesini kolunun altına sıkıştırarak belki Tari, belki Kısmet, belki Macera yahut Gülcemal; belki diğerleri, savaştan arta kalan  bir yoksul gemiye atlayarak, kimsesiz, kimliksiz yazgısını değiştirmeye karar vermiş, devrimci bir gülümseyişti benim babannem..

    Zeybeğini oynadığımız,halayını çektiğimiz,horonunu teptiğimiz Anadolumda,çilesini çekmeye yanaşmadığımız bir Alınyazısıydı benim babaannem…

           Dokuduğu tezgahlarda, vakitsiz harmanlar gibi savrulmuş resimli türküler,türkülü resimlerdi benim babaannem Ayneaba…Bastığı yerleri güller bürümüş bir kilim, bir heybe, bir nakıştı benim babaannem en fakirle zengin; en yakınla en uzak; yüzünde sevinç çulfalığından bereket ve sağlık taşan…

   Kınalı saçları döşünü döverken Anamur’un Toprak damlı evlerine dokumalarını bırakan ve türkü olup göğe ağan, ışıkta kutsanmış, Akdenize suretini bırakmış akisli bir motifti benim babaannem…

    Nişan halkası bıraktığı ilmiklerde, zehri sıyırıp,yaşamı yontan ve yazı kışa boyayan bir bahardı; sözcükleri motif olup evrensele yazgılanan…

   Ve;

Biraz otağlardı…Çoban ateşleriydi obalarda çoğalan, biraz,dağınık şarkılardı, ayrılıklardı yaz ikindilerinde penceremizden tenimize vuran…

Ve biraz; yüreğimizde bir çocuk, akıp giden nehirler; ay ışığında düğüm düğüm başak  desteleri güneşe direnen, türkü olup çoğalan geleceğe…

      Ve

                       biraz…

                          biraz….

                               Bir…

           Koskoca bir Anadoluydu Benim babaannem  AYNEABA, ıstarın çözgüsüne dokunan…

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: