Soğuk her yerim
Ellerim, ayaklarım, gözlerim
Ama en çok da yüreğim
Eskinin aksine,
Değiştim ben anne.
Maziyi hatırlarsın,
Çölün içinde bir yangın silsilesi
Durduralamayan bir felaketti.
Lakin geçti, geçti.
Kalbimi tuzla buz etti belki,
Ama geçti.
Belki pek bir meyusum,
Belki de halen bi’ o kadar safderun
Ama geçti,
Geçmeli.
Çünkü geçmezse
Ölmektir tek seferim.
Anne, yardım et!
Bir el uzat bana
Kapat yâremi, kapat!
Duy feryadımı
Duy o son ses olan vaveylamı!..
Bir deliğe düştüm ben
Bir kara delik
Ne aydınlığım var, ne de kimsem…
Yalnız bir ses
Bir ses ki; çok uzaktan geliyor gibi
Aynı zamanda bi’ o kadar yakın ve tanıdık
Benim mi acaba bu ses?
Vaveylam?
Kimsem yok, anne
Kimsesizler içinde
Kimsesizim ben de.
Bir umuttur ya insanı yaşatan
Benimki de aksine öldüren.
Bir ölmüşüm zaten
Bir daha da ölürüm.
Değil korkum ölmekten,
Onu kaybettiğimden beri
O da gitmişse, herkes gider
Değer mi gidenlere gider?
Ben birini sevdim anne,
Çokça her şeyimi vererek
Güneşim yaptım onu,
Karanlığıma aydınlık.
Aydınlattı, aydınlattı…
Ve bir gün, kendine dahi kalmadı ışığı.
Böyle bir karanlıktı benimki
Çünkü birileri yaşarken birileri ölmeli.
Anladı sonunda bana fazla geldiğini
Geç bile olmuştu,
Şimdiye fark etmeyeli.
Biliyorum anne, biliyorum
Amiyâne herkes.
Farklıyım sanmıştı aklım, fikrim…
Ama ben de herkes gibiymişim
Ve biliyorum, o da
O da herkes gibi,
Herkes gibi gitti.
Paramparça etti beni,
Yerle bir oldum ve kalbim…
Ama geçti, geçti.
Geçmeli…
Ve şunu bil ki anne,
Ben bir adam sevdim, gözleri gece
Öyle sevdim ki kayboldum,
Öyle sevdi ki, duymadı vaveylamı dahi.
Sen duy anne,
Sen duy…