Güvercin yüreğiydi gece
kehribar kırılganlığında
kökleri derinlerde bir yerde
vurgun derinliğiydi geçen zaman
dudaklarında ezik bir tat
özsu kıvamında
zamanı köprü yapıp geçmek istedi
tohumlar diyarından
bir gül açılmıştı yanı başında
bir olgun nar bereketi
bir değil yüzlerce sevgi esintisi
bir nehrin bir ucundan bir ucuna
uzun bir yolculuk keşfedilmemiş
sert ve bakir anaç toprak
tepeler arası güller tığ oyası
işleyen kınalı ellerinden
gecenin görsel duruluğuna

 

iki kişilik ahengin ortasında
yürekler erirken demir tavında
aşkla her dokunuşta şekillenen gövde
yıldızlara asılı kaldı gecenin ritminde
dağlardan bir ceylan indi
sabahın aydınlığında durgun göle

ateş çemberinden geçti geceler diliminde
bir avucunda yıldızlardan kopardığı düşler
savruldu parlayan ışık tozları saçlarına
kökleri uzadı
geleceğin cevherine tohumlar
tomurcuklanmış dal uçları gibi aydınlığa

ağaç candır kadın canan
kökleriyle gürlerler
suya ve sevgiye uzanır kolları
ağaç topraktan alır gücünü
kadın yüreğinden.

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: