Hadi kalksana geç kalacağız. Tütün mevsimi daha yeni başlamıştı, okullar yeni bitmiş karneler alınmış ama tatil hayalleri her sene olduğu gibi yine başka bahara kalmıştı. Egede yaşayan çocuklar için çok uzaktı tatil yapmak, deniz çok yakındı ama hiçbir zaman ulaşılamazdı.
Yine aynı ses “hadi geç kalıyoruz.” Uyku o kadar tatlıydı ki belki rüyada denize girmişliğim bile oluyordu. Seslenen annemdi, eminim her zamanki gibi yine yarım saat önceden başlamıştı uyandırmaya. Bu arada saat gecenin üçüydü. Şaşırmayın tütün yapanlar iyi bilir, bu saat milattır. Geç kalmaya gör ‘Meci’ sahibinden lafı yerdin. Meci lafı ne diyorsun şimdi duyar gibiyim. Bizim köyde, tarla sahibine o gün verilen isimdir. Bazen üç kişi bir mecidir, bazen yirmi kişi. Yani el birliği yapmaktır, yardımlaşmadır, bugün bana yarın sanadır. Değişik kazanmaktır, değişik ödemektir. Bir nevi imecedir aslında günümüzde unutulan adıyla.
Uykulu gözlerle kalkmışsındır ama aklın hala sıcacık yatağındadır. Vakit dardır geç kalmamak gerekir hemen sıcak bir çay, içerisine bisküviyi bandırıp yersin. Bu menü gecenin üçünde açık büfe kahvaltıdan daha ötedir. Çoraptan yapılma kollukları eline geçirip çıkarsın evden, herkes sokaktadır sanki tatil beldesinde sahilden eve dönüyor gibi bir ortam vardır. Köy meydanına geldiğinde her yer traktör doludur, bütün köy orada meci sahipleri çalışanlarını başkasına kaptırmamak için tetiktedir. Ama herkes bilir hangi traktörün römorkuna bineceğini, hiç yanlış olmaz çünkü defalarca provası yapılmıştır. Büyük bir gürültüyle çalışır motorlar ve meydandan sanki uçak kalkıyorcasına bir gürültü kopar. Gecenin üçünde tütün tarlasına göç başlamıştır. Hatta bir keresinde büyükler anlatır, köye yeni imam atanmış, ilk gecesinde bu gürültüyü duyunca kendini sokağa atmış, eşine “kalk hanım kalk demiş köy taşınıyor biz de gidelim.” Ve sonra anlamış bu köy geceleri uyumaz tütün tarlasına göç edermiş.
Gecenin tatlı sert soğuğu vurur yüzüne, traktör taşlı yollardan geçerken. Gökyüzü pırıl pırıldır, göz kırpar yıldızlar ama laf olsun diye değil gerçekten göz kırpar. Yalnız değilsin ben de ayaktayım sana eşlik ediyorum dercesine samimidir. Bu yaşanan sana moral olur. Sonra derin bir nefes çekersin, gecenin o büyülü kokusu ciğerlerine dolar. Yıllar geçse bile bu kokuyu en kaliteli kokucularda bile bulamadım. Bazen arada balkona çıkar bakarım gökyüzüne ama yıldızlar göz kırpmaz artık, sanki bir derdi var gibi soluk soluk öylece uzaktan bakar. Gecenin üçünde hadi kalk diyen bir ses de yoktur, traktörler mi onlar da çekilmiştir köşelerine eski günlere özle duyarcasına. Bazen birisi gelip bastı mı marşına heyecanlanır tütün tarlasına gideceğim diye ama artık ne meci vardır meydanda ne de gecenin bir vakti koşuşan insanlar.
Hadi şimdi kalk ve o güzel günlerin hatırına bir çay koy, ama saate dikkat et gece üç olsun… Yıldızların yeniden göz kırpacağı günler çok yakın.