https://www.neoldu.com/en-cok-sevilen-orhan-veli-kanik-siirleri-orhan-veli-kanik-sozleri-10327h.htm

 

Yıllarca ders kitaplarında okutulan yüzeysel şeylerden kaç kişi memnundur? Şimdiye kadar kapıları aralayan, içsel tedavilerimizde başucumuzda duran şiirler, yazılar, kitaplar… O kadar karışık yetiştirildik ki. Şimdi toplansak Orhan Veli severler olarak kaç kişi on şiirini ezbere bilir? Onca kalabalık içinde mesela otobüste kaç kişi şiir kritiği konuşur? Cevabını çok güzel biliyoruz aslında hiç kişi demek zor geliyor. Zaman hızla geçiyor; politika, bilim, mekan, bulgular sürekli değişiyor. Aslında zulümler, acılar bile değişiyor. Gülüyoruz ve unutuyoruz. Kalbimiz de kurumuyor kuruntularımızla, unutuyoruz. İnsanlar olarak fazlasıyla garipleşiyoruz. Ne acımak biliyoruz ne eylem. Ne çok ortak yönümüz var Orhan Veli ile yazarımız ne uyak bilirdi ne vezin. Gelişi güzel yaşıyoruz. O da gelişi güzel yazardı. Ama kaç kişinin kalbini yıllarca doldurdu. İkinci el kitapları bu yüzden seviyorum. Temiz basımevi kokusu ile şımartılmamış kitaplar olurlar. İçleri dolu kağıtlarında kurumuş gözyaşları ile kapatılmış. Eski kitaplardaki o zevki bize veren Orhan Veli yaşadığı psikolojiyi içimize kadar yaşatıyordu. Bazen “Duyuyordu, anlatamıyordu.”, ama biz de anlamak istememiş olabilir miyiz ki şairimizin akımına bu ismi verdik.

    Ciddiyetle garip diyerek dolandırdık dilimizde oysa Orhan Veli’yi özgürlüğüne, hüzünlerine, sevdiği kadına şiir yazmanın neresi garipti. Çelişkiler sunuluyor hemen hardala da, ağaca da, balığa da şiir yazmıştı. Eşyaya vefanın ismi gariplik olabilir mi? Bunca gencin psikologlardan çıkamadığı zamanda hayatı kendi içinde pembe gören bir şair garip olurken insanlar o kadar normal ki. En güzelinden yeni bir evren şart bence uzaklarda bir yerlerde paralel bir evrende Orhan Veli ve ben çok önceden tanışmış olabilir miyiz? Ne mümkündür o zaman başka bir dünya düşlemek. Bu kadar gezegen içinden mavisi en çok olan gezegene geldik. Hüznü onun şiirlerinde öğrendik. Çünkü o çok garip(!) Taraflı yazı yazmak o kadar muazzam ki savunduğun bir şeyi arkana alıp fütursuzca yazmak. Fakat “Yapabilmek için anlamak gerekir.” diyor şairimiz Şairin İşi kitabında. (bkz.s.243) Tabi ki kendi gibi düşünen şairlerimizde var oldu. Onun candan sevdiği, şiirlerinde ver verdiği muazzam dostlukları. Çok değerli Melih Cevdet Anday ve Oktay Rıfat Horozcu…

http://www.edebiyathaber.net/asiyanda-pembe-bir-mezar-bir-garip-orhan-veli-ugur-okman/

  

Dünyadaki en garip dostluk da onların olmalı çünkü dostlukları eğer bir akımsa yeridir. Üç bölüme ayrılarak nesilce işlenen bu şaheserler hala okunmaya devam edecektir. Ayaküstü onların dostluklarından bahsetmek olamaz lakin ayaküstü konuşulan konu bu ise neden olmasın. En sevdiğim ortaya bir Orhan Veli şiiri okuyup tahlilini devam ettirmek. Sonra Lale Devri şairine kadar gelmek. Okuyoruz sadece dinliyorlar diye bir şey yok. Bakın Sait Faik de bizle aynı fikirde “Üzerinde en çok durulmuş, zaman zaman alaya alınmış, zaman zaman kendini kabul ettirmiş, tekrar inkâr, tekrar kabul edilmiş; zamanında hem iyi hem kötü şöhrete ermiş bir şair” diyor. Alt tarafı memur diyeceğimiz şair belediyenin önlemsiz açtığı çukurun içine bir akşam karanlığında düştü. Maalesef yanlış tedavi ile asıl olması gerekenin dışına çıkılınca vefatı erken oldu. Ölümü bile garip desenize. 

Gangster

Şiir yazdım bunca senedir, 
Ne buldum? 
Eşkiyalık edeceğim bundan sonra. 

Haberi olsun yol kesenlerin: 
İş yok artık kendilerine 
Dağ başlarında. 

Mademki ekmeklerini alıyorum 
Ellerinden, 
Buyursunlar onlar da benim yerime. 
Munhal var edebiyat aleminde.

 

Orhan Veli KANIK

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: