Antidepresanlar mıdır bizi mutlu eden? Yoksa grip ilaçları mıdır hastalığımızı geçiren? Bir bardak su mudur yoksa baş ağrımızı dindiren?
Gerçekten nedir bize iyi gelen şey, ilaçlarımız mı, inançlarımız mı?
Plasebo etkisi, bireyin rahatsızlığı sebebiyle kanıtlanmış tedavi edici etkisi olmamasına rağmen bir ilacı aldığında kendisini iyileştirebileceği algısının oluşmasıdır. Plasebo, hoşnutluk durumuna yol açmakta, tıpkı bir ilacın etkisi gibi vücutta etkisini göstermektedir.
Yapılan araştırmalarda plasebonun daha çok psikiyatrik rahatsızlıklar üzerinde etkisi olduğu görülmüştür. Fakat tıbbi rahatsızlıklar üzerindeki etkisi yadsınamayacak kadar fazla. Tıbbi olarak yapılan bir araştırmada, deneklere ağrı kesici zannettikleri şey verildi ve hepsi ağrı kesici zannettikleri şeyi (plaseboyu) aldıktan sonra ağrı seviyelerinde azalma hissettiklerini söylemişlerdir. Bu alanda yapılan en çarpıcı çalışmalardan biri belki de şu olabilir:
“Amerikalı bir anestezi uzmanı olan Henry Beecher İkinci Dünya Savaşı sırasında cephede cerrahlık yaparken, morfin stokları tükenince ameliyat ettiği hastalara morfin yerine morfin olduğunu ima ederek tuzlu su enjeksiyonları vermiş ve hayretle hastalarının ağrılarının azaldığını görmüştür.”
Bu kadar bilimsel açıklamadan sonra özetle şunları da söylemek pek mümkün: Herkesin plasebosu kendine özgüdür. Herkese iyi gelen şey veya şeyler farklıdır. Bunu bulabilmenin yolu da kendimizi iyi tanımaktan geçer. Okuduğunuz bir kitapta saklıdır belki sizin plasebonuz, gök’yüzü’nü seyretmektir belki size iyi gelecek şey, dinlediğiniz bir şarkıda, içeceğiniz bir bardak kahve de saklıdır belki?
İlaçların çok daha ötesinde inançlarımız yatar bu sebeple öncelikle kendinize inanın, unutmayın ki her şey inanmakla başlar.