Hazan sarısı kokuyor bugün ellerim
Belki lise çıkışları yaktığım sigara,
Belki kozasını yırtmış kelebek
Çoğunlukla rutin yanılgılara aidim.
Altın işli ipek bir mendilin ucu buruşuk,
Acılar taze, insanlığım diri, kaktüslerim kuru
Güneşi davet ettiğim odamın tavanından
Damlıyor tüm kadınlar, gözyaşlarıyla
Yalnızlığımız dökülüyor badanasızlıktan
Tozlu raflarda rastlaşıyorum eski dostlarla
Ulu çınarlar dikilmiş kader yoluma
Diplerinde ayrık otları..
Lastik çoraplı anneler dövülüyor sokak ortası
Pezevenklerin dillerinde bir namus belası
Çorak elleri ile budadığı sulak tarlalarda
Kaybetmiş o çocuksu telaşını
Mum ışığında okuyan kızının umuduyla
Hayatın gamlı yükü kalmış omuzlarında..
– Çağla Gürkan