Kaç buradan, burada hasretin çehresi var,
Bir çehre ki vehmi dağlar kadar.
Bu çehreyi süsleyen onca umut, onca şiir
Seslenir; ardından birkaç resim belirir.
Nice bakışların silsilesindedir bu asılı resim,
Ne kalır mutluluğum ne de hazin halim.
Saatler geçer, günler kaçar musallat olur ruhuma
Çaresi bulunmaz teker teker saldırır aklıma.
Nedir bu çektiğim, nedir bu işkence?
Dirayetim zorlanır, ses etmez halince.
Her akşam didinir durur bu koca hasret,
Dadanır ruhuma, olur ruhuma dert.
Yağmur yağar, mevsim geçer,
Sessiz bir gece yine beni bekler.
Yüzüme düşer bir çöküntü bir kırışıklık.
Kalmaz eski benden o canlılık o şıklık.
Kimi ölür yalnızlıktan kimi yaşar sevinçle
Bende bu hasret devam ettikçe,
Erer sonsuzluğa ruhum ve kalbimin burukluğu
Bense istemem ebedi mutsuzluğu.
Fakat çepeçevre sarılıyım yine bu gecede.
Böylece yaşar giderim bir soluk mavilikte.
– Tunahan KILINÇ