Kelebeğin çirkinliğini hamam böceğinin güzelliğine boyadım. Şimdi ikisi de ortadaydı.
Adalet kavramının içine korkmadan girdiğinde kelebek ile hamam böceğinin arasında bir fark olmadığını da anlamış olacaksın. Adını duyduğumuzda dahi iğrendiğimiz, gördüğümüzde hiç düşünmeden ölümünü imzaladığımız, küçük ve anlamsız geldiği içinde öldürdüğümüzde bir vicdan sızısı bile duymadığımız hamam böceği ile rengarenk olan ve içimizde güzellikler barındıran ardından yakalayıp ona dokunma heyecanını içimizde tuttuğumuz o kelebek aynı yerde olacaktır hiç kuşkusuz.
Bir sineğin de en az senin kadar yaşama hakkı olduğunu anlayabildiğinde, kestiğin afiyetle yediğin tavuğun, domuzun keçinin, ineğin bir yemek olmadığını öğrendiğinde, yüreğinde vicdanında bir hafifleme olacaktır eminim.
Fare ismini duyduğunda iğrenmediğinde sevmenin sevginin ne derece Tanrı’ya yaklaştığını gördüğünde inan ki çok şey değişecek.
Bir balığın karada çırpınışlarını gördüğünde, onun çaresizliğine tanık olduğunda ve kendini tutamayıp birkaç damla gözyaşı döktüğünde Tanrı kalbine yağmurları yollayacak.
VE
Bir hamam böceğini öptüğünde vicdansızlığa bürünmüş o masalsı kurbağa yerini belki de hiç tatmadığın derin bir huzura bırakacak!
– Ali ERTAŞ