Kendime yolculuk ediyorum,

Meyve vermeyen ağaçlarıma atmak için

Taşlardan başka bir şey almadım yanıma…

Bir de kesici lazım bana,

Lâ kılıcı ya da İbrahim’in baltası gibi,

Kesmem için kesilesileri…

 

Kendime yolculuk ediyorum

Yolda,

İtiraf levhaları,

Cansıkıntısı durakları…

Islıklar çalıyorum yolda,

Ancak ıslıklarıma

Kulak asmıyor şeytan efendi…

Uzak duruyorum,

Hisse çıkaramadığım kıssalardan,

Çünkü yol uzun zaman kısa…

Önlemek için,

Fikir-zikir uyumsuzluğunu,

Feragat ediyorum zikirden…

 

Kendime yolculuk ediyorum,

Bir rüzgar esiyor yolda,

Ağaçları dans ettiren ve

İvme kazandıran kuşlara…

Güneş tam tepemde duruyor birazdan

Ancak etmiyorum ses, güneşe

Çünkü konu değil güneş…

Ne övgüye ne yergiye ne de sövgüye

Yürüyorum nehir kenarlarında ve

Fark ediyorum yıkanılabileceğini

Aynı nehirden

İki hatta üç hatta dört defa…

Nehrin suyu ayna oluyor bana

Ve baktıkça aynaya,

Fark ediyorum ortak özelliğini

Sakallarımla fikirlerimin:

İkisi de dağınık…

 

– Ramazan KOCAKAYA

Abonelik
Bildir
guest
0 Yorum
Inline Feedbacks
View all comments
%d blogcu bunu beğendi: