Ben aşkın ş(er) halinin hükümran olduğu bir çağın tanığıyım
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime
Bütün duygular kronik makineler
Bütün yüzlerde makyaj
Ve gözlerde üç boyutlu gözlükler
Hem bu kadar kalabalık içinde yalnız yaşıyor insan
Hem herkes birbirinin peşinde
Siz bakmayın söylediklerime
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime
Allah’ın adı ne kadar ucuzladı kimse itiraf etmiyor
Arif olan anlamıyor ruhumuzun derdinden
Bütün yurttaşların kimliği birer sıra numarasında kayıtlı
Kitap’ın adı var sesi var eseri yok
Herkes mutluluk pazarında sırra kadem
Kim mutlu hem kim umutlu her hal çok boyutlu
Siz duymayın çığlığım içime
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime
Kendine âşık olan insan başkasını sevemez
Bu ne yaman bir çelişkidir objektifler içe dönük
Sokakta mendil satan çocuktan utanacak yüz mü var
Anneler ve bebekler /şehirler/ bombalanıyor her gün
Hepimiz telefonumuzla ilgileniyoruz sohbetlerde
Oysa hormon satıyor marketler hormon
Siz takılmayın söylediklerime
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime
“Lekûm dinikûm veliyeddin” silindi mi Kitap’tan
Melekler kahır taşıyor göklerden sinelere
Şehirleri şehirliler kentleri herkimse yönetmeli
Bizim aklımız peynir ekmek gemisinde tayfa
Ah bu hınzır yırtık kotuyla pek havalı
Şimdi bir de Mülteci kardeşlerimiz (!) var
Siz inanmayın dediklerime
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime
Ne çok şey ö/z/lüyoruz “her saat başında hatırla beni”
Söz dolaşırken sevi mesajı yanlış adrese
Başında hörgücüyle dolaşıyor kadınlar
Damarlarımızda lav misali dolaşıyor kadınlar
Mecnun çölden bir türlü dönmüyor
Hangi kuytuda yitirdik biz Leyla’yı
Siz bakmayın halime
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime
Kahvehaneler avemeler caddeler hınca hınç
Sosyal medyalar sanal âlemler özçekimden kareler
Aslında kendini arıyor insanlar
Aslında gölgesini yitirmiş insanlar
Anlamadan her sala vakti okununca Kitap
Çok şükürlere kanıp avunur yürekler
Siz anlam yüklemeyin kelimelerime
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime
“İnsan insanın kurdudur” der Thomas Hobbes
Ben sana n’eyledim de bunca eziyet
Payımıza düşse de bir garip uzlet
Yüreğini kime emanet etmeli bir baba
Kime dert yanmalı köşe başlarında, sokaklarda
Yine bir kuş vuruldu uzaklarda
Siz kızmayın şiirlerime
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime
Siz kızmayın bana kıymayın Allah aşkına
Avazım çıktığı kadar ivazsız serzenişim kendime.
– Mehmet Faruk HABİBOĞLU
*Bencileyin (1994 – Şiir)
Zuhur (2002 – Şiir)
Hoşça Kal Aşk (2011 – Şiir)
Kitaplarının Yazarı.
Üstadım ellerine sağlık