Ah Meyusa
Her şey yarım kaldı;
Dünümüz, bugünümüz, yarınımız yarım kaldı.
Gülüşlerimiz, hayallerimiz yarım kaldı.
Sen yarım kaldın, ben yarım kaldım.
Hâlbuki bir elmanın iki yarısı gibiydik
Ya şimdi!
Ya şimdi Meyusa
Menekşe kokusunda birbirimizi arar olduk,
Papatya yaprağı misali tek tek yerlere düştük.
Kim bilir hangi sevgili toplayacak bu yarımızı?
Ah be!
Oldu mu şimdi Meyusa?
Ellerimiz böyle amansız istemsiz mi düşecekti yanımıza,
Gözlerime öyle kederli, hüzünlü mü bakacaktın?
Bilirsin kıyamam yüreğine
Öyle bakma Meyusa
İçime akıttığım yaşlar sel olup taşacak,
Yüreğim çaresizliğinden bin söze parçalanacak.
Sus meyusa
Ne olursun konuşma!
Son sözünü yalnızlığına sakla;
Yoksa kardelen üşür, umutla büyüttüğümüz kaktüsümüz kurur.
Krizantem turnadan küser,
Yetim kalır Crisan’ın aşkı.
Giderken içimdeki bu faili belli ukdeyi ve
Sana ait olan bu yarını da götür.
Bilirsin dayanmaz yüreğim bu acıya
Zulam hasretinden bin ‘’ah’’a bölünür.
Yıkılır bu harabe kent,
Bu yalancı gökyüzü,
Bu bulanmış deniz.
– Samet TUNCA
Yüreğinize sağlık hocam