Bir adam çevremizde dolaşıyor, habire gülüyor
Dudakları her şeye gülen bir soytarı gibi
Sarıyor soyluların, başkanların, kraliçelerin çevresini;
Kalbi duygusuz, kendisi sahte,
Belki biraz para, belki de şöhret isteyerek,
Tiksindiriyor beni yılışıklığından,
Hem de öylece, ortalık yerde!
-Ne arıyorsun be adam sen, yetmedi mi yarandıkların
-Sen de kimsizsin be çulsuz?
Tiksintiden bulandı midem,
Ele geçirmiş şeytan ruhunu,
Zengin, değerli bir şey sanıyor kendini.
Aynaya bakmamış mı? Ne yapmalı?
Bir sosyetik şeytan, onun aklına giren,
Ruhsuz, akılsız, besbelli geziyor çevremizde.
Orada, işte dil çıkarıyor,
Başkalarının salyalarını akıtarak sırıtıyor bana,
Anlamadıklarına, hem de aklının ermediklerine,
Nasıl da gülüyor katıla katıla!
Unutarak ana babasının öğrettiklerini,
Küçümseyerek bayrağını ve dilini
Unutarak üzerindeki birkaç parça pis kıyafeti,
Dil çıkararak ilerliyor sahte bir aydınlığa.
Bir adam çevremizde dolaşıyor, habire gülüyor
Dudakları her şeye gülen bir soytarı gibi
Sarıyor soyluların, başkanların, kraliçelerin çevresini
Direnemiyorum onu izlemeye
Aha! Adam birden düşüp bayıldı
Çevresindekiler suspus oldu
-Ne oldu sana, ne oldu?
Cevap yok
Belki öldü belki bayıldı
Sevdiği beyler, hanımlar gülüşüyor,
Aptal çocukları bihaber oynaşıyor
Adam ise yattığı yerde can çekişiyor!
Gittikçe yüzü morarıyor,
Yalnız değil orada,
Görüyorum, sosyetik şeytanlar toplanmış
Soytarıyı andıran vücudunun etrafında
Aklına giren sonsuz düşünce olarak
Sahteliğin soluk ışığı altında
Adamın üzerinde oynaşıyordu sonsuz şeytan
Ölmüş, gerçekten de ölmüş adam!
Kadınlar dolaşıyor, habire konuşuyor
Kraliçeler çaylarını yudumlamakta
Beyler yolculuktadır şimdi
Niye o kadar azlar? Neden bir tek ben varım cenazede?
Bir de şeytanlar
Oysa bana çulsuzun teki demişti be adam!
Bir adam, ortamızda yatıyor,
Dudakları morarmış, şimdiden bir iskeletinki gibi
Sarıyor etrafını rüzgar, toz toprak, bir de bahar meltemi
Kalbi bomboş, kendisi iradesiz
Kafile gibi şeytanlar
Adamın her yerinde
Kahkahalar ve çığlıklarla
Emiyorlar kalan ruhunu, nasıl büyük zevkle!
Hem de öylece, ortalık yerde!
– Aysu ALTAŞ