Kentlerin doğduğu gün
Roma’dan önce
Antigone’dan önce
Lidya’da
Bir kral
Adı: Karun
gözleri zümrüt, elleri yakut
her kim dokunsa, altın
Akropolis’se bir duyum
bir görüntü, uzaklarda
denizlerin ayırdığı
Kentlerin doğduğu gün
Roma’dan önce
Antigone’dan önce
Lidya’da
Sardes kolezyonlarının gölgesine bırakılmış para
metalin elden ele dolaşan o ilk küf kokusu
ve fahişe kızlar
ahlak duvarlarının boşluklarında yaşayan
tüm itham ve haksızlıklardan arınmış
fahişe kızlar
her birinin gövdesinde kutsal Afrodit
Kentlerin doğduğu gün
Roma’dan önce
Antigone’dan önce
Lidya’da
gökyüzünün dağılmış renkleri
mavi, beyaz, sarı
zenginlik ve bereketin tanrısı
bütünü zamana dirençli
Karun ise;
onların tek çocuğu
hep gülümseyen
hep ferahlı
Kentlerin doğduğu gün
Roma’dan önce
Antigone’dan önce
Lidya’da
sonraları;
kan rengi rüzgarlar esmeye başlamışdı doğudan
boğazımda hissettiğim yanık bir tattı
derin sıkıntılar içinde;
- Ben Karun
- Korkum , telaşı değil
- Yaldız sarısı zeytin yaprağı tacı kaybetmek
- Üzüntüm, mutlak mükemmelliği oluşturduğum sütunlu kentim
- Ürpertim, mermer beyazı saflık
- Kabullenmeyişim, kırmızı elbiseli halkım ve heykeller
14 gün savaşları başlamıştı –
Kentlerin doğduğu gün
Roma’dan önce
Antigone’dan önce
Lidya’da
Zümrüt bir yüzüğün içinde saklanan zehir
Ölümün giziymiş meğer
- gün
İçtiği intihardan arda kalan bugüne
Sadece bir isim
– Karun –
Zenginliğin soyut takısı
Yüzlerimizdeki cömertlik
15.gün
Kıskanılan ülke
Güzel kadınlar, boya takımları
ve ilk parfüm kokusu, boyunlarında
Lidya’dan kalan
Fırat Kayalı