Göz yaşının rengini bilmeyenler,
gülücüğü resmedemezler!
ne bir yüze
ne de tuvale…
Renklerin Gözyaşları
Gördüm…
Tebessüme inat bir gururla süzüldü
palyaçonun gözyaşları
belli ki uçarı bir ıslıkla çıkmış
Ve dudak kenarında kurumuştu sevdaları
Bir sevda neden kurusun ki dudak kenarında?
Sordum:
Yüzüne kapadığı ellerinden utanır gibiydi gözyaşları
Islak, bir o kadar da titrekti elleri.
Dedi ki:
“soruyu sormak için cevap kadar cesaret gerekir.”
Ekledi:
“Hayat doğuyor bazılarına, hayata doğarken bazıları.”
Acıdım…
Bakmayın böyle renklerle güldüğüne
Gülüşleri sıva gibi kuruyup dökülüyordu
Sanki
Katıp birbirine bütün renkleri
Bir nevi kavimler göçü gibi
İlerliyordu yüzünde
Palyaçonun gözyaşı seli…
Bir palyaço neden ağlasın ki?
Şaşırdım…
İbrahim Halil Doğan