İçimde tutsak bir çocuk var
bir de durgun bir deniz,
bir yanım hayalperest , diğer yanım melankoli
çelişiyor gece gündüz kendiyle ,
Bazen çıkmak istiyor içi dışına
ama ne fayda ?
Konuşsa duyacak kimi vardı ?
***
Çok uzak kalmadık mı içimize ?
İçimizde biriktirdiğimiz duygulardan mı ibaret yaşam?
Dışa vuramayışlarımızdan ,
Toplumun bize dayattıklarından ve zorunlu kılındığımız her şeyden .
Ailemiz,arkadaşlarımız,eşimiz,sevgilimiz için gösterdiğimiz davranışlardan mutluluk duymak zorundaymışız gibi davranılıyor ama herkes ağzında aynı lafı geveliyor”kendin gibi ol , dürüst ol” ancak kendiniz gibi davrandığınız anda herkes pençesini çıkartmaya başlıyor ve kimse kimseyi olduğu gibi kabul etmiyor.Birisinin karşısına geçip doğruları söylediğiniz anda sizin düşmanınız oluyor.Ne kadar inkar ederlerse etsinler yalanı seviyorlar,yönetmeyi seviyorlar.Herkes sizden bir parça çalıyor ;
dürüstlüğünüzden,fikirlerinizden,duygularınızdan,benliğinizden.
Düşünüyorum da kendi hayatımızda kendimiz olamıyoruz çok saçma değil mi ? Geç de olsa bozmak gerek bu oyunu , bir kurgunun içinde yaşamayı bırak! Yaşını unut parka git mesela , şarkılar söyle sokak ortasında, dans et , en sevdiğin çizgi filmi tekrar izle , hunharca ağla ,terk et , sarıl , beğenmediğini söyle, saçını boya , makyaj yap/yapma mecbur kılındığın her şeyi bırak , özgürlük yüreğinde onu hisset , ona dokun. Kendi gerçeğinle , kendi hayatını yaşa.
Burcu Nur Doğusoy